Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Yalnızlık Üzerine: Yalnız Hissetmek ve Yalnız Olmak

Yalnızlık Üzerine: Yalnız Hissetmek ve Yalnız Olmak

Yalnız hissetmek ve yalnız olmak iki ayrı durumu işaret etmelerine karşın, ayrı oldukları bilinmeksizin sıklıkla birbirlerinin yerine kullanılırlar. Ama aralarındaki fark tam olarak nerededir ve biz yalnız olmayı mı yoksa yalnız hissetmeyi mi tercih ederiz?

İnsan sosyal bir varlıktır ve bireyin diğer insanlarla bağ kurmaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın karşılanamaması sonucunda ortaya çıkan duygusal tepkinin -hissin- adı yalnızlıktır ve bunun pek çok psikolojik ve fiziksel olumsuz sonucu da bulunmaktadır.

Yalnız olmak, kişinin çevresinde başka insanların olmadığını belirten bir kavramdır. İstenilerek veya zorunda kalınarak tercih edilmesi durumunda yaşanan duygularda farklılık yaratır. Bu tercihin ortaya çıkardığı sonuçlar yalnızlık hissinden farklıdır, kendi içinde olumsuz veya olumlu bir anlamı bulunmaz ve genelde fiziksel bir durumu vurgular.

Yalnız hissetmek ve yalnız olmak, yalnızlığın birbiriyle ilişkili olan iki farklı tarafıdır.

Yalnız Hissetmek

Yalnız hissetmek, kişinin sosyal ilişki kurmasını engelleyen veya sosyal temas kurmama sonucunda ortaya çıkan, yıkıcı ve acı verici bir duygudur. Yalnızlık hissi, diğer tüm duygular gibi bireyin algısından etkilenir. Örneğin, bir kişi çevresinde kimse olmadığı için, yani yalnız olduğu için, yalnız hissedebilir ve bu gerçekle ilişkili olan bir duygudur. Ancak başka biri çevresinde ilişki kurabileceği pek çok insan olmasına rağmen yalnız hissedebilir. Bu da algılanan yalnızlık ile ilgilidir. Kişi gerçekten yalnız olduğunda da yalnız olduğunu düşündüğünde de yalnızlık hissini deneyimler.

Sosyal ilişkilerde yetersizlik, düşük benlik saygısı, gerçek olmayan öznel değerlendirmeler, düşük sosyal beceriler bu duyguyla ilişkilidir. Bunlar da kendi içerisinde bağlantılı olabilmektedir. Mesela kişi düşük benlik saygısı sebebiyle sosyal ilişkilerde yetersiz kalabilir ve bundan dolayı yalnızlık hissedebilir.

Young, yalnızlıkla ilişkili olan otomatik düşünceleri 12 maddede belirtmiştir. Bu düşünceler şunlardır; düşük benlik kavramı, tek başına olmaktan mutsuzluk duyma, sosyal uyumsuzluk, sosyal kaygı, cinsel kaygı, yakınlığı reddetme, sınırlama, eş seçiminde problem yaşama, güvensizlik, duygusal bağlanmayla ilgili kaygı hissetme, pasiflik ve gerçekçi olmayan beklentiler.

Bireysel, psikolojik, toplumsal ve çevresel faktörlerle de yalnızlıkla ilişkilidir. Anksiyete, depresyon gibi psikolojik ve düşük bağışıklık, uyku bozuklukları gibi fizyolojik rahatsızlıklar bunun göstergesidir. Ayrıca, yalnızlık umutsuzluğa da sürükleyebilir.

Yalnız Olmak

Kişinin yalnız olmayı isteyerek mi yoksa mecbur kalarak mı tercih ettiği ve yalnız olduğunda neler yaptığı önemlidir. Yalnız olmayı isteyerek tercih etmek, yalnızlığın daha ihtişamlı ve olumlu bir tarafını ifade eder. Zorunda kalarak yalnızlığı tercih etmenin aksine, kişiye zarar vermez ve kişinin gelişimine pek çok yönden olumlu anlamda katkı sağlar. Kişinin kendisini tanımasına ve aşkınlık duygusu yaşamasına sebep olur, yaratıcılığı besler. Ayrıca kişinin isteyerek yalnız olması, kendi kendine yettiği, geçici ve eksiklik hissedilmeyen bir durumu ifade eder.

Yalnız olmak kişinin kendi isteğiyle olduğunda herhangi olumsuz bir durum yaşanmazken, kişinin isteği olmadığında ve mecbur bırakıldığında ise bu yalnızlık hissine sebep olur. Yalnızlık hissi söz konusu olduğunda yakınlık, özlem vb. bir şeyin eksikliği hissedilir ve bu eksikliği giderme ihtiyacı duyulur. Yalnız olmak zorunda kalındığında, kişi acı veren ve yalnızlık hissinin ortaya çıktığı bir deneyim yaşar. Yalnızlık duygusu yaşayan birinin, belirli bir zaman sonra buna alışması ve yalnız olmayı bir tercih haline getirmesi de mümkündür.

Yalnız hissetmek ve yalnız olmak bir bahçedeki iki fidan gibidir. Biz hangisini büyütmek için uğraşırsak, ona göre meyve elde ederiz. Yalnız hissetme fidanını çok sular ve en çok ona emek harcarsanız, alacağınız meyve muhtemelen olumsuz duygular olacaktır. Yalnız olma fidanına dikkat etmeyi tercih ederseniz, yine emeğinizin karşılığı da tercihinize göre şekillenecektir.

Aslında yaşamımız boyunca ikisine de ihtiyacımız vardır. Kısa süreli yalnızlık hisleri, özlem duymamızı sağlayarak, insanlarla olan iletişim ihtiyacımızı karşılamamız için motive ederler. Düşünsenize hiç özlem duymadan yaşadığınızı? Belirli zamanlarda yalnız olmak ise, daha önce belirttiğim gibi içe bakan tarafımızı, yaratıcılığımızı besler. Yalnızlığın iki ucu arasında uyumlu bir yaşam sürmeniz dileğiyle.

İnsanlarla bağ kurma ihtiyacının giderilmediği durumlarda başvurulan baş etme biçimlerinden biri olan parasosyal etkileşim hakkındaki yazıma da göz atabilirsiniz.

Kaynak

Avan, O. (2020). The Relationship Between Loneliness, Solitude And Self-esteem In University Students. Anatolian Turk Education Journal, 2(1), 19-35. Retrieved from https://anadoluturkegitim.com/index.php/ated/article/view/8

Yazan: Psk. Bahar Kaya

Psikomental Danışmanlık Merkezimizi daha yakından tanımak için sosyal medya hesaplarımızı  ve danışan yorumlarımızı inceleyebilirsiniz.

Bakırköy Psikolog, Psikomental Psikoloji Randevu oluşturmak ve bilgi almak isterseniz merkezimizle iletişim kurabilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5